2 Aralık 2010 Perşembe

YAŞAMIN AMACI

Yaşamın amacı düşünüldüğünde herkesin görüşü farklı olabilir? 
Kimisi için yaşamak; inandığı değerler için mücadele etmek savaşmaktır. Kimisi içinse yaşamak; doğmak, ölmek, sormak, sorgulamak vs... Baktığımızda yaşamın amacının her konuya girdiğini görebiliyoruz. Benim içinse yaşam ‘’Bilgi denizinde boğulmak’’,önüme koyduğum hedefe ulaşabilmek hayallerimi gerçekleştirmek. Bunu başarabildiğimde ‘’iyi ki yaşıyorum’’ demenin keyfini yaşamak. Diğer yandan da Yaşamın tek ve kesin bir anlamı olsaydı tüm hayatlar ona yönelirdi bu durumda ne medeniyet kalırdı, ne çeşitlilik ne de kültür, ve hatta ne de felsefe. Herkes için farklıdır hayatin anlamı. 300 yıl sonra yazdığı paperların bulduğu teoremlerin hatırlanmayacağı bir bilim adamı, bugün kendini bizim için önemli olan birçok şeyden mahrum bırakarak çalışıyor. Belki de bir sanatçı işletme okuyup hayatını büyük bir ihtimal kurtarabilecekken, sefaletin kıyısında yaşıyor. Veya belki birisi şu anda "işte olay budur" deyip kendini binadan aşağı bırakıyor. Bu kadar değişken olan bir anlam varsa, yaşamda hayatın anlamını bulduğumuzu nasıl anlayabiliriz?. Yaşamın amacını bulmak için duyarlı olmak gerekir. 
Âlice harikalar diyarında kral şöyle der " yaşamın anlamı yoksa çok iyi. Bu bizi büyük bir beladan kurtarır. Onu arayıp bulmak zorunda kalmayız". Bilirsiniz ki aynı kitapta bir de kedi vardır. Âlice buradan sonra nereye gitmeliyim diye sorduğunda, "bu tamamen senin nereye gitmek istediğine bağlı" diye yanıt verir. 

Yine de yaşamın amacını aramak yerine, yaşamı estetik kılmak belki de en etkin yaklaşımdır. 
HALİME KOÇ 
-------------------------------------------------------------- 

YAŞAM 
eğer hayatımı yeni baştan yaşayabilseydim 
o yaşamda 
daha çok hata yapardım. 
O kadar mükemmel olmaya çalışmazdım... daha çok dinlenirdim. 
Bu yaşamda, onca ciddiyetin arasında yapamadığım kadar eğlenirdim. 
O kadar temiz kalmazdım. 
Daha fazla riskler göze alır, daha çok gezer, daha çok günbatımı seyrederdim, 
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim 
gitmediğim daha çok yere giderdim. 
Daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim. 
Daha çok gerçek sorunlarım, daha az sanal sorunlarım olurdu. 
Ben yaşamın her dakikasını gerçekçi ve kitabına uygun yaşayan insanlardan biriydim. 
Elbette mutluluk anlarım da oldu. 
Ama geriye dönüp, baştan başlayabilseydim çok daha fazla iyi anlarım olurdu. 
Çünkü, eğer bilmiyorsanız, yaşam bundan ibarettir, anlar, yalnızca anlar... 
"şimdi"yi sakın kaçırma. 
Ben, yanında, termometre, bir şişe su ve paraşüt olmaksızın asla bir yere gidemeyen insanlardan biriydim. 
Eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, çok daha hafif gezerdim. 
Eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, baharın başlamasıyla birlikte ayakkabısız yürümeye başlar, sonbahar bitimine değin çıplak ayakla devam ederdim. 
Bilinmeyen daha çok yola sapar, 
güneşin doğuşunu daha çok seyreder, 
daha çok çocukla oynardım 
yalnızca bu yaşamda bir şansım daha olsaydı. 
gel gör ki, işte 85 yaşındayım 
ve biliyorum ki, 
artık ölmekteyim... 
JORGE LUİS BORGES 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder