6 Şubat 2011 Pazar

FOTOĞRAF:Kadıköy'den görüntüler(benim objektifimden)

Etimoloji (Kökbilgisi) 

İlçenin eski adı olan Kalkedonya’nın körlerin yeri anlamına geldiği sanılmaktadır. İstanbul'un kuruluşuyla ilgili mitte bu isim yer almaktadır. Yer değiştiren bir kavim yeni yerleşimlerine nasıl ulaşacaklarını öğrenmek için bir kâhine danışır. Kahin kavimdekilere körlerin ülkesinin karşısına yerleşmelerini söyler. Bu günkü İstanbul'a ulaşan kavim bulundukları taraf boş iken karşı kıyıda bir yerleşim olduğunu fark eder. Bulundukları yerin avantaj ve güzelliklerini fark edemeyen karşı kıyıdaki insanların ancak kör olabileceklerini iddia edip İstanbul'a yerleşirler. Böylece bugünkü Kadıköy yöresindeki yerleşim körlerin yeri anlamındaki Kalkedon adını alır. İstanbul fethinden sonra Kalkedonya, II. Mehmed tarafından İstanbul kadısı Hızır Bey’e verildiği için, yerleşmenin Kadıköy adını aldığı sanılmaktadır.

Coğrafya 

İlçe sınırları içinde Göztepe (235 m) gibi önemli yükseltiler olmasına karşın, Kayışdağı ve Çamlıca  eteklerinden Marmara denizine doğru uzanan hafif dalgalı düzlükler ve taşlı eğimler tüm araziye hakimdir. Bu oldukça düz arazi üzerinde Fikirtepe Acıbadem, Altıyol, Küçük Moda (Cevizlik) ve Koşuyolu öbür önemli tepe noktalarını oluşturmaktadır. Haydarpaşa ve Kalamış koyları ile Moda ve Fenerbahçe burunlarının yer aldığı hareketli bir kıyı çizgisi yer almaktadır. Fenerbahçe Burnu ile Bostancı arasında sahil şeridi fazla girintili çıkıntılı olmayan oldukça düz bir çizgiye sahiptir. Ancak sahil şeridi yapılan dolgularla doğal özelliğini önemli ölçüde yitirmiştir. Bugün Kadıköy sınırları içinde halen doğal görünümünü koruyabilmiş kıyı parçalarına Fenerbahçe Burnu'nda çok sınırlı olarak rastlamak mümkündür. Kadıköy'ün başlıca akarsuları Kuşdili Deresi (Kurbağalıdere), Çamaşırcı Deresi (Bostancı Deresi), Turşucu Deresi ve Seyit Ahmet Deresi'dir.

Tarihi 

Fetih Öncesi Devir 

Kadıköy'ün kuruluşu İstanbul'un kuruluşundan çok eski yıllara dayanır. Fikirtepe de 1942 ile1952 yılları arasında yapılan kazılarda MÖ 3000 yıllarına ait aletler ve insan iskeletleri bulunmuştur. Ayrıca balık, köpek, koyun, keçi kemiklerine rastlanmıştır. Bulunan araçlar arasında taştan çekiç, kemik, keramik, taş ağırşakları, bronz eserler, inci taneleri, firuze taşından eserler de vardır. Moda Burnunda Kalkedon kentinde Fenikelilerden kalma kandiller, vazo kırıkları, öküz heykeli, pişirilmiş balçıktan sakallı erkek başı, Kalkedonya Kitabesi'nin yazıldığı bronz levha bulunmuştur.
Fikirtepe'deki Karhadon, Moda Burunu'ndaki Kalkedon kentleri, Fenikelilerin Karadeniz kıyılarında kurdukları kentlere hareket ermek için durma, gereksinimlerini tamamlama merkeziydi.
İyonya'dan (Anadolu'nun Ege Denizi kıyılarından) gelen ve Yunanistan'a inen Akaların bir kolu M.Ö 675 yıllarında Fikirtepe ve Moda'daki iki Fenike kentini aldı. Bugün Bahariye, Mühürdar, Moda semtlerinin bulunduğu yerlere yerleştiler. Kalkedon şehrini genişlettiler. Kısa süre içinde İzmit'e kadar olan bölgeyi el geçirdiler. Buralarda Kalkedon Devleti'ni kurdular. Anadolu'nun içlerinden gelenleri bu topraklara yerleştirdiler. Başkent Kalkedon (Kadıköy) oldu. Ülkenin adına Kalkedonya deniyordu. Kalkedonyalılar savaşçı ve uygarlıkta ileriydiler.
Kalkedonyalılar bugünkü Haliç’in Unkapanı 'yla Eyüp arasında oturan Traklarla, Fenike kentleriyle, İzmit'teki Bitinyalılarla, Bergama Devleti'yle ticaret yaparlardı.
Haydarpaşa Deresi'nin düzlüklerinde hipodromları, tapınakları vardı. MÖ V. yüzyılda Kral Periyut, "talen" adı verilen madeni paralar çıkardı. Kalkedonyalılar şehrin savunmasını da düşünmüşlerdi. Perslerden, Bitinyalılardan, Gotlardan korunmak için Haydarpaşa çayırıyla Kuşdili çayırı arasında bir hisar yapmışlardı. Sonradan doğudan ve batıdan gelenler buradaki surları ve eserleri yıktılar.
Kalkedonyalılar cam eşya, altından küpe, yüzük gibi süs eşyası yapmasını ve mermeri işlemesini iyi biliyorlardı. Kentlerinin kapısına "Khalkedon" yazılı kitabeler asarlardı.
M.Ö 658 yıllarında Yunanistan'ın Korent kanalı dolaylarından kurtulmak, daha verimli topraklarda yaşamak için kendilerine yeni bir yurt aradılar. Delf Tapınağı'nın kâhini, Megara Kralı Vizas'a "Körler ülkesinin karşısındaki yerler size yurt olacak" dedi.
Kral Vizas halkıyla birlikte yurt aramaya çıktı. M.Ö 650 yılında Sarayburnu'na geldi. Sarayburnu'ndan etrafına bakınca buranın güzelliğine şaştı. Kalkedonyalıların bu kadar güzel, bu kadar yaşamaya elverişli yeri göremeyip boş bıraktıklarına göre kör olması gerektiğini düşündü ve kâhinin dediği, körler ülkesinin karşısındaki yer burasıdır diye Sarayburnu'nda konakladı. M.Ö 608'le 600 yılları arasında Sarayburnu'nda kendi adını verdiği "Bizans" şehrini kurdu.
Pers Kralı Dara(Darius)İskitlerle savaşa giderken Kalkedonya'yı da aldı. Bunun üzerine Kalkedonyalılar Bizanslılarla birlik olarak Dârâ'ya karşı savaştılar. Dârâ, Kalkedonyalıların evlerini, tapınaklarını, kentlerini yaktı, yıktı. Dârâ, Fenikelilerle birlik oldu. Kalkedonyalılar önce İyonlarla, sonra Bizanslılarla birleşip yeniden savaşa tutuştular. Kalkedonyalılar savaş alanını bırakıp kaçtı. Fenikeliler donanmalarıyla Bizanslılara saldırdı, Kalkedonya'yı yakıp yıkarak ele geçirdiler.
Kalkedonya Perslerin eline geçmişti. Makedonya Kralı  İskender, Persleri yenip Pers kentleriyle birlikte Kalkedonya'yı da aldı.
M.Ö 281 yılında Bitinyalılar Marmara kıyılarındaki kentlerin çoğunu ellerine geçirdiler. Kalkedonya'yı da aldılar. Kalkedonya bir ara özgür kalmışsa da çok geçmeden Romalıların yönetimine girdi. Makedonya Savaşı sırasında Kalkedonyalılarla Romalılar anlaştılar. Romalılar Kalkedonyalılara savaş gemileri göndererek askeri yardım yaptılar.
Kalkedonya 561 yılının 21 Mart’ında Arapların saldırısına uğradı, 667 yılında Araplar yeniden İstanbul kıyılarında görüldüler. Kıyı kentlerinden birçok tutsak alıp ülkelerine döndüler.
Haçlı savaşlarında da Haçlı orduları birkaç kez Kalkedonya'yı çiğnediler.
781yılında Abbasi devleti Halifesi Harun Reşit 'in komutanlarından Malatyalı Battal Gazi Kalkedonya'yı aldı. Bu tarihten sonra Kalkedonya adı yerine Gaziköy adı kullanılmaya başlandı.
Kutalmışoğlu Süleyman Şah 1080yılında Kalkedonya'yı Anadolu Selçuklu Devleti 'ne kattı. Fakat bir süre sonra son kez Bizanslıların eline geçti. 1096 yılında Haçlı orduları Kalkedonya'dan Asya'ya geçtiler. Daha sonra dördüncü Haçlı orduları 1204'te Kalkedonya'yı İstanbul'la birlikte işgal ettiler. Yakıp yıktılar, yağmaladılar, anıtlardaki değerli madenleri söktüler.

Osmanlı Devrinde Kadıköy 

Kadıköy 1353 yılında Orhan Bey zamanında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı. Fatih Sultan Mehmed  29 Mayıs 1453’te İstanbul'u aldığı sırada Kadıköy'ün yönetimini İstanbul Kadısı Hızır Bey Çelebi'ye verdi. Bu tarihten sonra da ilçe Kadıköy adıyla anıldı. Kadı Hızır Bey zamanında ilçede sekiz yüz ev vardı. Evliya Çelebi Seyahatname'sinde, onun yaşamış olduğu on yedinci yüzyılda Kadıköy'ün bir Müslüman mahallesi, yedi Rum mahallesi, altı yüz bağı bulunduğu, yel değirmenlerinin işlemekte olduğu yazılıdır. Merdiven Köyünde Şahkulu ve Göztepe'de Gözcübaba isimli Bektaşi Tekkeleri bulunmaktadır. 18inci yüzyıldan itibaren kent genişledi, yazlık semtler oluştu. Tanzimat devrinde Kızıltoprak, II. Abdulhamit zamanında Fenerbahçe semtleri yerleşme alanı oldu, yeni köşklerle, binalarla süslendi.Tanzimat Devrinde belediye işleri İstanbul Şehir Emaneti'ne bağlıydı. 1869 'da Kadıköy, Üsküdar Sancağı'na bağlandı.
I.Dünya savaşında Osmanlı Devleti  yenilince 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması uyarınca 13 Kasım 1918'de İstanbul ve Kadıköy'e İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikan askerleri girdi. İlçenin çeşitli yerlerine kendi askeri karakollarını kurdular. Yabancılar yönetimi ellerine aldılar. Kurtuluş savaşı'nın zaferle sonuçlanması ve Lozan Barış Antlaşması 'nın imzalanması üzerine beş yıl kadar süren işgal günleri sona erdi. İstanbul'la birlikte Kadıköy de 6 Ekim 1923'te Kurtuluş Gününün sevincini yaşadı.

Cumhuriyet Devri ve Günümüzde Kadıköy 

1869'dan 1930'a kadar Üsküdar Sancağı'na bağlı olan Kadıköy, 23 Mart 1930'da ilçe yapıldı. Kadıköy ilçesi'nin eskiden iki bucağı vardı. Erenköy ve Kızıltoprak bucaklarına daha sonra Merkez Bucağı da eklendi. Daha önce İstanbul Belediyesi'ne bağlı bir şube olan Kadıköy Belediyesi, 1984 'te yapılan bir düzenlemeyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir ilçe belediyesi durumuna getirilmiştir.
İlçe sınırları içindeki Bahariye, Mühürdar, Moda, Göztepe, Erenköy ve Bostancı'da 1950'lere değin zenginlerin oturduğu bahçeli köşkler çoğunluktaydı. Ancak bunlar çok seyrek bir yerleşim dokusu oluşturuyordu. 1930'larda Kadıköy'le Bostancı arasında yeni yapılar belirdi. Eskiden yoğun bir bitki örtüsüyle kaplı olan bu kesimdeki Bağdat Caddesi ile demiryolu boyunca bahçe içinde iki katlı villalar inşa edilmeye başladı. 1950'lerden itibaren Kadıköy yıldan yıla büyük gelişmeler gösterdi, nüfusu arttı. Artan nüfus, merkezden yazlıklara doğru yayılmaya başladı. Böylece 1960'ların sonlarından itibaren Göztepe, Erenköy, Caddebostan,Fenerbahçe, Suadiye ve Bostancı  gibi semtler gün geçtikçe yazlık niteliğini yitirmeye ve kentleşmeye başladı. 1950'lerde iki yanında sanayi tesislerinin kurulmaya başladığı Ankara Asfaltı'nın (E-5 Karayolu)çevresinde gecekondu mahalleleri oluştu. Kurtköy-Pendik -Kartal yöresinin sanayi alanı olarak belirlenmesi, ülkenin çeşitli kesimlerinden İstanbul'a göç edenler için Kadıköy ile çevresini çekici bir yerleşme yeri durumuna getirdi. 1965'te Kat Mülkiyeti Kanunu'nun çıkarılması, 1972'de de imar planının yapılması bu kesimde yoğun bir apartmanlaşma faaliyetine yol açtı. Bağdat Caddesi ve demiryolunun iki tarafındaki köşk ve villaların yemyeşil birer park görünümündeki bahçeleri parselasyona uğrayarak apartman arsalarına dönüştü.
1973'te Boğaziçi Köprüsü 'nün açılması, kentin iki yakası arasındaki ilişkiyi güçlendirerek nüfus dengesinde Kadıköy'ün ağırlık kazanmasına yol açtı. İstanbul kentinin iki yakası arasındaki ulaşımı kolaylaştırınca Kadıköy İlçesi'nde yeni yerleşime açılan alanlarda yapılan seyrek düzenli apartmanlarda oturmak çekici hale geldi. 1984'ten sonra Kadıköy-Pendik arasında açılan sahilyolu, kıyı kesimindeki son boş alanlarında tükenmesine yol açtı. İlçenin kuzeyindeki Küçükbakkalköy 1980'lere kadar kırsal nüfus yapısını korudu.
1990'lı yıllardan itibaren ilçenin E-5 Karayolu 'nun kuzeyindeki alanlarında Emlak Bankası'nın iştirakiyle ortaya çıkan Ataşehir blokları zamanla genişleyerek çevresindeki yapılaşmayı da kapsayan bir bölgenin adı oldu. 2009'da E-5 Karayolu 'nun kuzeyindeki 7 mahalle Ataşehir adını alarak Kadıköy'den ayrıldı.

Eğitim ve Sağlık 

2006 rakamlarıyla Kadıköy İlçesi'nde 51 anaokulu, 94 ilköğretim okulu ve 50 lise bulunmaktadır. Yükseköğrenim kurumları olarak Marmara üniversite, İstanbul ticaret üniversitesi Yeditepe üniversitesi, doğuş üniversitesi ve Okan üniversitesi  sayılabilir. İlçe sınırları içinde 7'si devlet, 2'si üniversite ve 14'ü özel olmak üzere toplam 23 hastane vardır.

Kültür 

Kadıköy'de birçok sinema ve tiyatro vardır.Sahilde bulunan Eski Hal binasındaki Konservetuar ve Belediye tiyatrosu ve diger çoğu 1992 yılında yaya yolu haline getirilen Bahariye Caddesi'ndedir. Süreyya Operası,Reks Sineması, Barış Manço Kültür Merkezi, Caddebostan Kültür Merkezi, Haldun Taner Sahnesi, Halis Kurtça Kültür Merkezi, Müjdat Gezen Tiyatrosu, Çağdaş Sahne, Enver Demirkan Tiyatrosu, Bostancı Gösteri Merkezi başlıca gösteri ve performans alanlarından bazılarıdır. 1970li yıllara kadar muhteşem binası ayakta duran Opera Sinema ve tiyatro salonu şimdilerda paşaj halindedir. İlçede 20'ye yakın sinema salonu vardır. 2005'te şair Sunay Akın  tarafından kurulan İstanbul Oyuncak Müzesi Göztepe'dedir.

Spor 

Türkiye ve İstanbul'un en köklü spor kulüplerinden biri olan  Fenerbahçe Spor Kulübü Kadıköy'de doğmuştur. Fenerbahçe dışında ilçede, futbol, basketbol, yüzme, yelken, kürek, motor sporları, aikido, atıcılık, bilardo, briç, jimnastik, karate, su topu, tekvando ve binicilik dallarında faaliyet gösteren 100'ün üzerinde spor kulübü ve derneği vardır. İlçedeki spor tesisleri arasında Kızıltoprak yakınındaki Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı , Fenerbahçe Burnu'ndaki İstanbul  Yelken Kulübü, Galatasaray Yelken Kulübü,  Fenerbahçe Rıfat Ilgaz Spor Tesisleri Kalamış Yelken Kulübü  ile  Caferağa Spor Salonu’dur. Kadıköy ilçesi'ndeki en önemli dinlenme alanları Kalamış, Göztepe, Sahil(Feneryolu-Bostancı) ve Mazharbey'deki parklarıdır.

Nüfus 

2007'deki adrese dayalı nüfus sayımına göre Kadıköy ilçesinin nüfusu 744.670'dir. 2009'da, E-5 Karayolu’nun kuzeyindeki mahallelerin Ataşehir adıyla ilçe yapılıp Kadıköy'den ayrılmasından sonra, ilçenin geri kalan sınırları içindeki nüfus yaklaşık 530.000'e gerilemiştir. Kadıköy İlçesinin nüfusu kuruluşundan itibaren hızlı bir artış göstermiş, 1970'lerde yıllık nüfus artış hızı yüzde 10'a kadar yükselerek zirve yapmıştır. 1980'lerden itibaren nüfus artış hızı yavaşlamaya başlayan ilçe, 1990'ların ikinci yarısından beri de, tıpkı diğer eski İstanbul ilçeleri gibi inişli çıkışlı bir nüfus yapısına ulaşmıştır. Nüfus yoğunluğunun bu kadar yüksek olduğu ilçede yeni yerleşim alanları oldukça darlaşmış durumdadır.

Yıllar
1940
1945
1950
1955
1960
1965
1970
1975
1980
1985
1990
1997
2000
2007
2010
Nüfus
57.901
66.680
77.993
102.926
131.928
166.425
241.593
362.578
468.217
577.863
648.282
699.379
663.299
744.670
532.835

Ekonomi 

Kadıköy İlçesi'nde egemen ekonomik etkinlik ticarettir. Kadıköy çarşısı, Altıyol ile Bahariye Caddesi ve Bağdat caddesi çevrelerinde yoğunlaşır. Bağdat Caddesi üzerinde çok sayıda ünlü markanın şubesi vardır.
Ayrıca bazı aramalarda bulunan hayvancılık ile ilgili araçlar balıkçılık aletleri halkın eski zamanlarda hayvancılık ve balıkçılık ile uğraştığını gösterir. Tarım ile ilgili hiçbir kalıntının olmaması da tarımın yaygın olmadığına bir göstergedir.

Ulaşım 

Kadıköy ilçesi ülke ve kent ulaşımı açısından önemli bir konuma sahiptir. Anadolu’daki çeşitli merkezleri İstanbul’a ve kent içindeki çeşitli semtleri de birbirine bağlayan bazı ana ulaşım yolları Kadıköy İlçesi'nden geçer. Bunlardan en önemlisi eskiden Ankara Asfaltı ve E-5 adlarıyla anılan D-100 Karayolu’dur. Bu karayolu Fatih Sultan Mehmet köprüsü 'ne giden 0-2 otoyolu'yla Kozyatağı'nda, Boğaziçi Köprüsü 'ne giden 0-1 otoyolu 'yla Uzun çayır’da kesişir.
Anadolu'nun çeşitli merkezlerini İstanbul'a bağlayan demiryolu hattının ilk istasyonu Haydarpaşa Tren Garı'dır. Haydarpaşa'daki gar binası ve öteki demiryolu tesisleri Kadıköy İlçesi sınırları içindedir. Bu istasyon aynı zamanda kentin Anadolu yakasında yapılan banliyö treni ulaşımı açısından önem taşır.
Kadıköy İlçesi'nde yaşayanların önemli bir bölümü şehir hatları vapurlarını kullanırlar. İlçedeki vapur iskeleleri Haydarpaşa, Kadıköy ve Bostancı'dadır. Ayrıca Kadıköy ve Bostancı'daki deniz otobüsü iskelelerinden İstanbul'un çeşitli kıyı semtlerine düzenli seferler yapılır. Kalamış Koyu'nda da büyük bir yat limanı vardır. 1934-1966 yılları arasında, Kadıköy-Moda, Kadıköy-Fenerbahçe ve Kadıköy-Bostancı tramvay hatları hizmet vermiştir. 2003 yılında Kadıköy-Moda hattı nostaljik tramvay adıyla yeniden hizmete girdi.
İlçenin Kuzeyi 2011'den itibaren Kadıköy- Kaynarca metrobüsüne  kavuşacaktır. Bu metronun ilk istasyonu olan "Kadıköy" de ilçe merkezinde bulunmaktadır.
Kaynak: Wikipedia



                                                                      Haydarpaşa




















                                                Beşiktaş İskelesi 
                                                      Kadıköy Rıhtım










                                          Kadıköy rıhtımı






                                          Moda Sahili


                                            Moda sahili
































                                                Moda sahili


























çeken çekene( sabancı fotoğraf topluluğu üyesi)
yer: osmangazi tren istasyonu-gebze



































aşkın her hali


































Kadıköyde surp takavor ermeni kilisesinin önününde bulunan yerdeki yazının anlamı(KHALKEDON-KADIKÖY'ÜN ESKİ ADI:,bizans döneminde kullanılan bu isim " körler kenti" demektir. nedeni ise boğazın bu yakasında oturup istanbul'un güzelliklerini göremeyenler için bu isim verilmiştir.kendisi için kullanılan "körler ülkesi" kalıbını, istanbul'un nimetlerini görememesi, bunlardan faydalanamamasından almaktadır. nitekim, khalkedon, o dönemlerde yarı çorak bir araziydi, toprağı ve suyu verimli değildi. bir diğer ekonomik faaliyetleri balıkçılıktı fakat bunu bile tam anlamıyla yerine getiremiyorlardı. çünkü, boğazın akıntısı nedeniyle balıklar khalkedon'da değil, suyu daha sığ olan haliçte toplanıyordu. bu bağlamda, eskiden bu yana haliç tam anlamıyla balık cenneti olma özelliği taşırken, khalkedon bu noktada hep biraz şanssız kalmıştır. körler ülkesi, tam da bu noktada, istanbul'un her yönüyle en verimli yerlerini görmeyip, karşı kıyıdaki çorak araziye taşınmalarından dolayı söylenen bir deyim olmuştur).
kaynak:ekşi sözlük

surp takavor ermeni kilisesi



sevmekten bi türlü bırakamadığım adı fişek olan kedi bundan sonrada kadıköye her gittiğimde severim artık:)
sığırcık kuşu(sahibi özellikle beni çekme diye ısrar etti)
bu fotoğrafı çektikten yarım saat sonra vicdanım rahat etmeyip gidip özür diledim fotoğrafınızı çektim diye. ne desem başını salladı sadece...
sosyalist feminist kolektif

kadıköyde antika eşyalar satan dükkandan bi kare-eski fotoğraflar




herkes boğanın yanında fotoğraf çekilirken arkadaki amca hiç kendini bozmadan ne yapmaya çalıştığını bi türlü anlamadığım şekilde devam ediyordu:S



fenerbahçe- trabzon spor maçının olduğu gün(Bahariye caddesi)
30.01.2011


fenerbahçe maçı nedeniyle sokaklarda taraftarlar eşliğinde müzik şöleni




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder